Yatakta Bir Melek Misali Ela
- Yayınlanma: 8 Nisan 2025 11:10
- Sona Erme: 65 gün, 21 saat
Bilgi
Günün ilk ışıkları pencerenin kenarından sızmaya başladığında, kendimi derin bir nefesle uyandırdım. Bu sabah, içimde tatlı bir heyecan vardı. Uzun zamandır yalnızlığa ve sessizliğe hasret kalmıştım. Yatağımda hafifçe doğrulup üzerimdeki ince örtüyü kenara ittim. Çıplak tenimin sabahın serinliğinde hafifçe ürpermesine izin vererek birkaç saniye öylece kaldım.
Başımı yastıktan kaldırıp saçlarımı geriye doğru savurdum. Boynumu yavaşça sağa, sonra sola doğru esnettiğimde, bedenimde ince bir titreşim hissettim. Parmaklarım boynumdan omuzlarıma doğru usulca ilerlerken, cildimin sıcaklığıyla buluştum. Konya Escort olarak uzun bir gecenin ardından hâlâ hissedilir derecede canlı olduğumu fark ettim. Bu basit temas, bana huzur ve aynı zamanda tuhaf bir coşku veriyordu.
Gözlerimi kapattım ve derin bir nefes daha aldım. Göğsümün düzenli yükselip alçalışı, kalbimin ritmini iyice belirginleştiriyordu. Avuçlarım göğsümde gezindikçe, sanki içimde saklı kalan tüm duygular bir bir ortaya çıkıyordu. Kendime dokunmanın ne kadar dönüştürücü olduğunu düşündüm. Bu sabah, bedenimle barışmanın ve onu yeniden keşfetmenin vaktinin geldiğini hissediyordum.
Tenimin yumuşaklığını hatırlarken, içimden yükselen bir merakla parmaklarımı usulca belime doğru yönelttim. Belimdeki kavis, beni kendi iç dünyamda daha derin bir yolculuğa sürüklüyordu. Burada, narin bir çizgi içinde barınan gücü ve zarafeti fark ettim. Dudaklarımdan dökülen hafif nefes, hissettiğim heyecanı dışa vuruyordu. Belki sadece birkaç saniyeydi ama zamanın durduğunu sanacak kadar yoğundu.
Kalçalarımın yuvarlak hatlarına ulaştığımda, içimdeki özgüvenin biraz daha perçinlendiğini hissettim. Burada saklı olan tutku, beni hem sakinleştiren hem de canlandıran bir etki yaratıyordu. Kendime verdiğim değerin her temasla birlikte arttığını fark ettim. Sanki içsel bir şifa seansındaydım; ruhum, bedenimle kurduğu bağı her geçen an daha da güçlendiriyordu.
Tekrar yukarı doğru tırmandığımda, ellerim göğsümde birleşti. Bu kez gözlerimi açtım. Odaya giren ışık, cildimde yumuşak bir parıltı yaratıyordu. Aynaya bakmak istemedim; dış görünüşüme dair bir fikir edinmek yerine, içimdeki duyumlara sadık kalmak istedim. İnsan bazen kendi bedenini görmeden de onu keşfedebilir. Bu sabah, tam da öyle bir deneyimin peşindeydim.
Birkaç adım atıp odanın köşesindeki aynaya göz gezdirdim. Yine de yansıma yerine içimdeki devinime odaklanmayı seçtim. Boynumdan aşağı doğru inen ellerim, ikinci kez aynı rotada dolaşsa da hissettirdikleri asla aynı değildi. Vücudumun ritmi, nefesimin hızı, dudaklarımdan kaçan o hafif ses… Hepsi, sanki yeni baştan bir keşfin parçalarıydı.
Zamanın nasıl aktığını unutarak yatağın kenarına oturdum. Ellerimi saçlarımın arasından geçirerek bir nefes daha aldım. Göğsümdeki o tatlı çarpıntıya kulak verdim. Pek çok şeyi dert edinen zihnim, bu anlarda huzura kavuşuyordu. Bedenim, sanki bana “Burada kal, kendini hisset ve durma” diye fısıldıyordu.
Bir süre orada kalıp bu duyguların tadını çıkardıktan sonra ayağa kalktım. Odada dolaşırken, parmaklarım hâlâ tenimde bıraktığı sıcaklığı sürdürüyordu. Her adımda, bedenimdeki enerjinin dalga dalga yükselip nasıl huzurla birleştiğine tanık oldum. Derin bir iç çekiş, ruhumdaki rahatlamayı daha da belirginleştirdi.
Sonunda perdeleri araladım. Dışarıdan gelen gün ışığı, tenimde ipeksi bir sıcaklık hissi bırakarak içeri doldu. Kendimi bu ışığa teslim ettim. İçimdeki uyanış, her nefeste tazelenerek büyüyordu. Yaşadığım her an, bedenime duyduğum bağlılığı pekiştiriyor, ona olan saygımı artırıyordu. Çünkü biliyorum ki, insan kendi ruhunu da bedeninden geçerek bulur. Ve bu sabah, o eşiği aştığımı hissettim.
Hayatın tüm telaşına karşın, bana kalan bu sessiz zaman dilimi, gerçek gücümün nerede saklı olduğunu gösteriyordu. Kendime dokundukça, ruhumdaki kilitlerin açıldığını fark ediyordum. Yatak odamın o mahrem sessizliğinde, uzun zamandır kaybettiğim cesareti yeniden keşfettim. İçimdeki arzular, korkular, mutluluklar ve umutlar; hepsi bedenimde toplanmıştı. Onlara dokunmak, kendimle yüzleşmek demekti.
Ve şimdi, güne başlarken içimde taşıdığım bu dingin ateş bana eşlik edecek. Belki telaş, belki ufak endişeler karşıma çıkacak, ama bedenimde hissettiğim güç ve farkındalık beni her zamankinden daha sağlam tutacak. Bu sabahı, bedenimde özgürce dolaşan ellerim ve zihnimde doğan huzurla hatırlayacağım. Duygularımın ve nefeslerimin senfonisi, gün boyunca bana yol gösterecek. İnsan kendi sesini duyduğunda, en derin sessizlik bile anlam kazanıyor. İşte bu yüzden, yaşamın her anında kendime, içimdeki o kıymetli sese sarılıp ilerleyeceğim. Böylelikle, her nefesimle kendime biraz daha yaklaştığımı hissediyorum.